6 Mayıs 2014 Salı

5 Mayıslar 6 olmasın...

5 Mayıs Hıdrellez. 
Hızır'ın bereket dağıttığına inanılan bu gece herkes bir gül dalı bulma derdinde. Malum dilekler gül dalına asılıyor. Küçükken hırın hışın dileklerimi yazar, çizer gül dalına asardım. Bir de ateş yakardık ve üzerinden yorgunluktan bitap düşene dek bir oraya bir buraya atlardık.


Yıllar geçtikçe gerçekler insanın kafasına dank ediyor galiba; eski Hıdrellez heyecanımı kaybettim. Zaten balkonumuzdaki minik sarı gülümüz de soldu gitti.
Ama annem benden daha inançlı bu konuda iki kırmızı kese içinde para hazırlamış bize. Asacak gül ağacımız yok desem de dinletemedim. "Sardunyanın saksısına koy" dedi..:) Hıdrellez hıdrellez annemi üzecek değilim tabi, koydum saksıya; sabah biçeceğim bereketi saksıdan.


Hayatın içine daldıkça, okudukça, inceledikçe 5 Mayıs' lar hiç 6' ya varmasın istedim. Hala öyle. Hıdrellez'in benim için çocukluktaki sevincini burukluğa bırakması bu yüzden belki de. Hukuki değil siyasi olarak yargılanan gencecik üç insan 5 Mayıs'ı 6 ya bağlayan gece, güneş doğmadan idam sehpasına çıkarıldılar.

Deniz Gezmiş
  Yaşasın tam bağımsız Türkiye! 
  Yaşasın Marksizm-Leninizm! 
  Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! 
  Yaşasın işçiler, köylüler! 
  Kahrolsun Emperyalizm! 
      
  Yusuf Aslan
  Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için, bir defa, şerefimle ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle hergün öleceksiniz! Bizler halkımızın hizmetindeyiz, sizler Amerika'nınr hizmetindesiniz 
  Yaşasın devrimciler! 
  Kahrolsun faşizm!.. 
      
  Hüseyin İnan
  Ben, şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım. Bundan sonra bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum. 
  Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler. 
  Kahrolsun faşizm!..

O günler kendi karanlığı içinde geçti. 
Geçen sadece günler oldu. Ölümse günümüzde sadece biçim değiştirdi. 
Küçükken üzerinden atladığım o ateş artık yüreğimde yanıyor. Kelimeler öylesine kifayetsiz ki...

  Erdemleri  rehberimiz, anıları yolumuza ışık olsun...
                                                                         N. BEHRAM


Sevgiler...

6 yorum:

  1. Bu ülkeye sahip çıkan herkesin illa bir cezası oluyor.. Onlar canlarıyla ödediler :(
    Mekanları cennet olsun :(
    Bu yıl ben dilek dilemedim ama dilemeyince içimde kaldı ne tuhaf ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana kalırsa dilek dilemenin yeri ve zamanı olmaz. Tuhaf hissediyorsan şimdi dileyiver gitsin:)

      Sil
  2. Hıdrellez dileklerin gerçekleşsin Ayça'm ben diledim olmayınca inanmaktan vazgeçtim:))) Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mekanı cennet olsun, zavallıları vatana ihanet ile suçlamışlardı ve o da "103 ABD üssü bulunan ülkede bu suçla kendinizi suçlayın" demişlerdi gerçekten de öyle. Hele şu anda ne kadar vatan hainliği yapılıyor! Asmaya kalkılsa ben en az 20 isim sayarım....kendi ordumuzun başına çorap ördüler ben de intikam istiyorum umarım hepsini vatana ihanetten bir gün kurşuna dizeriz ...

    sevgilerimle Ayça'm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşimle ikimizin birer bozuk parası oldu cüzdanda bereket için taşımalık:)
      O yirmi isme yirmi tane de ben eklerim Müjde Abla. Kurşuna dizmek değil de şehirlerin büyük meydanlarında yüksek direklere bağlansınlar, ne yemek ne su. İnleye inleye, acıttıkları ve aldıkları her can için on kere ölsünler. Bakalım o zaman dantelli masa örtüsünü sırtına geçirenler "onu bırakın beni asın direğe" diyebilecek mi.
      Kocaman sevgiler Müjde Abla:)

      Sil
  3. Büyükler, "Hayat zor, çocukluğunuzun kıymetini bilin." derlerdi... Şimdi anlıyorum ki zor olan sadece hayat gailesi içine girmek değilmiş, asıl zor olan çocuk masumiyetiyle ve körlüğüyle göremediğimiz her şeyin bammm diye gözümüzün önüne açılmasıymış... Düşündükçe, sorguladıkça, biraz da duyarlıysan ne kadar çok acımasızlık görüyorsun hayatta... Belki biz saflığımızı kaybetmiyoruzdur ama gördüklerimiz yüzünden öfke ve nefret doluyoruz, yazık bize...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben çocukken de çok saf olduğumuza inanmıyorum açıkçası:).. Çocuklar ilk acımasızlık denemelerini arkadaşları üzerinde denemeye başlarlar. Alaylar, küçük düşürmeler, itip kakmalar... Dolayısıyla zaten hamurumuzda olan bir şey iyi ya da kötü yönde tecrübe edilenlerle şekilleniyor. Ne kadar çok iyi ve güzel şey yaşarsak o kadar iyiyiz aslında:)

      Sil