On bir yıl önceydi. Ben üniversitedeydim ve proje teslim zamanımızdı. Bütün hafta sonunu uykusuz geçirmiş hafta başı projemi teslim ettikten sonra uyurgezer vaziyette eve doğru yürüyordum. Apartmanımızın yanındaki küçük bahçede çocukların bir şeye taş attıklarını gördüm. Bağırdım falan ama neye taş attıklarını görememiştim; o kadar küçükmüş işte. Eve çıktığımda durumu babama anlattım ve hemen aşağı indi. Geri geldiğinde elinde minicik bir sakız kutusu vardı. Annemle ikimiz hemen kutuya baktık bir de ne görelim minicik bir bebek kedi, daha göbek bağı üzerinde. Babam etrafa falan bakınmış ama annesi oralarda yokmuş büyük ihtimalle çocuklardan ürktü ve bebeğini bırakıp kaçtı. O kadar minikti ki kızımız babamın avucunun içinde kayboluyordu. Evde hali hazırda bir kedimiz vardı "Misket". Kaderimizde bir de minik bebek varmış demek ki, sakız kutusundan yola çıkarak adını "Şeker" koyduk bebeğin. Hemen veterinere götürdük ne yapalım diye; çok küçük olması sebebiyle bize çok ümit bağlamamamızı herşeyin olabileceğini söylemişti, kızmıştık ve bebeği alıp eve dönmüştük. Bebek kedi bakımı çok kolay değildir; bilenler bana hak verecektir. Kendi başına ne yemek yiyebilir ne de tuvaletini yapabilir. Marketten bebek maması ve eczaneden birkaç tane damlalık aldık. Gece gündüz demeden, gecenin bir yarısı öff bu saatte mi demeden besledik kızımızı, tuvaletini yaptırdık. Babam onu avucunda beslediği için kokusu onun için anne kokusu gibiydi sanırım ona başka düşkündü çünkü. Hatta annemle takılırdık " babamın sevgilisi, annemin kuması" diye. Şimdi bu cümleyi yazınca gözyaşlarıma bir de aptal sırıtma eklendi. Yıllar geçtikçe evin nüfusuna yeni pisiler eklendi hep; Şeker kızım beş azman erkek pisiyle baş etti; o kadar da cadalozdu. Bugün kızımızla geçirdiğimiz on bir yılın en acı günü bizim için. Adı kötü hem de çok kötü bir hastalık sebebiyle kaybettik Şeker'imizi. Hasta olmama rağmen babamın veterinerde, ziyarete gideceğini öğrenince ben de gitmek istedim. Durumu hiç iyi değildi bunu hepimiz biliyorduk ama umut işte, evladımız gibiydi o bizim. Başını okşadık, sesimizi duysun istedik. İyiki de gitmişim diyorum şimdi çünkü biz eve döndükten 1 saat sonra kötü haberi aldık. Son bir defa okşayabildik kızımızı yalnız olmadığını hissettirdik. Şimdi durup düşününce onunla ilgili hep komik şeyler aklıma geliyor, hınzır gitti ama hala bizi gülümsetmeyi beceriyor:S Aslında değişen birşey yok o hala kalbimizde, beden olarak evimizde değil ama evimizin bahçesinde huzur içinde yatıyor güzel kızım. Seni seviyoruz kızım, kalbimizdesin...
27 Ocak 2014 Pazartesi
Rengi kadar beter bir gün...
On bir yıl önceydi. Ben üniversitedeydim ve proje teslim zamanımızdı. Bütün hafta sonunu uykusuz geçirmiş hafta başı projemi teslim ettikten sonra uyurgezer vaziyette eve doğru yürüyordum. Apartmanımızın yanındaki küçük bahçede çocukların bir şeye taş attıklarını gördüm. Bağırdım falan ama neye taş attıklarını görememiştim; o kadar küçükmüş işte. Eve çıktığımda durumu babama anlattım ve hemen aşağı indi. Geri geldiğinde elinde minicik bir sakız kutusu vardı. Annemle ikimiz hemen kutuya baktık bir de ne görelim minicik bir bebek kedi, daha göbek bağı üzerinde. Babam etrafa falan bakınmış ama annesi oralarda yokmuş büyük ihtimalle çocuklardan ürktü ve bebeğini bırakıp kaçtı. O kadar minikti ki kızımız babamın avucunun içinde kayboluyordu. Evde hali hazırda bir kedimiz vardı "Misket". Kaderimizde bir de minik bebek varmış demek ki, sakız kutusundan yola çıkarak adını "Şeker" koyduk bebeğin. Hemen veterinere götürdük ne yapalım diye; çok küçük olması sebebiyle bize çok ümit bağlamamamızı herşeyin olabileceğini söylemişti, kızmıştık ve bebeği alıp eve dönmüştük. Bebek kedi bakımı çok kolay değildir; bilenler bana hak verecektir. Kendi başına ne yemek yiyebilir ne de tuvaletini yapabilir. Marketten bebek maması ve eczaneden birkaç tane damlalık aldık. Gece gündüz demeden, gecenin bir yarısı öff bu saatte mi demeden besledik kızımızı, tuvaletini yaptırdık. Babam onu avucunda beslediği için kokusu onun için anne kokusu gibiydi sanırım ona başka düşkündü çünkü. Hatta annemle takılırdık " babamın sevgilisi, annemin kuması" diye. Şimdi bu cümleyi yazınca gözyaşlarıma bir de aptal sırıtma eklendi. Yıllar geçtikçe evin nüfusuna yeni pisiler eklendi hep; Şeker kızım beş azman erkek pisiyle baş etti; o kadar da cadalozdu. Bugün kızımızla geçirdiğimiz on bir yılın en acı günü bizim için. Adı kötü hem de çok kötü bir hastalık sebebiyle kaybettik Şeker'imizi. Hasta olmama rağmen babamın veterinerde, ziyarete gideceğini öğrenince ben de gitmek istedim. Durumu hiç iyi değildi bunu hepimiz biliyorduk ama umut işte, evladımız gibiydi o bizim. Başını okşadık, sesimizi duysun istedik. İyiki de gitmişim diyorum şimdi çünkü biz eve döndükten 1 saat sonra kötü haberi aldık. Son bir defa okşayabildik kızımızı yalnız olmadığını hissettirdik. Şimdi durup düşününce onunla ilgili hep komik şeyler aklıma geliyor, hınzır gitti ama hala bizi gülümsetmeyi beceriyor:S Aslında değişen birşey yok o hala kalbimizde, beden olarak evimizde değil ama evimizin bahçesinde huzur içinde yatıyor güzel kızım. Seni seviyoruz kızım, kalbimizdesin...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Pembe kızdı o uzun süre kulakları belirgin değildi ben de bu başka bir tür bunu tv ye çıkaralım diye takılırdım.Kumam dı o benim:(((((
YanıtlaSilHaklısın, Reha Muhtar'a gidecektin değil mi:*)
SilHerkes bu bağlılığı anlayamayabiliyor, ailenize ve size sabır diliyorum...
YanıtlaSilSağolun. Ben artık anlamayanlara anlatmaya çalışmaktan yoruldum zaten.
SilÇok üzüldüm, ama maalesefki evcil dostlarımızın ömürleri hep bizimle olmaya yetmiyor. Bizi bıraktıklarında, yüzümüzü güldüren anılar bırakıyorlar geride.
YanıtlaSilBu arada benim köpeğimin adı da Şeker :)
Sağolun. Evet, bunu bilerek onları evlat ediniyoruz ancak insanın kalbine o kadar işliyolar ki zamanı geldiğinde ayrılması çok güç oluyor. Şeker' inize uzun ömürler dilerim.
Siloff gerçekten zor bir durum.. Evcil hayvan beslemenin tek kötü yanı bu olsa gerek.. İnsan kendi evladı gibi benimsiyor onları. Gittiklerini kabullenmek çok zor. Allah tüm pisilere sağlıklı uzun ömürler versin..
YanıtlaSilÇok haklısın, evlat oluyor onlar. Şu anda kendi evimde iki, annemlerde beş evladımız daha var; hepsinin uzun ömürleri olsun.
SilBen hayvanlardan çok korkan biriyimdir. Böyle bir bağ hiç kurmadım bir evcil hayvanla yalnız sizi çok iyi anlayabiliyorum. Cansız nesneleri bile ne kadar benimsiyoruz ki bu aranızda bir bağ oluşturabildiğiniz, zamanla alıştığınız o da size alışan hisli bir varlık. Bu süreçte hobileriniz size iyi gelecektir.. Umarım çabuk toparlanırsınız..
YanıtlaSilBelki bunu ilk benden duymuyorsunuzdur ama yine de söylemek istedim; hiç korkacak birşey yok, yavaş yavaş kendinizi alıştırabilirsiz. Teşekkür ederim, hobiler evet oyalayıcı oluyor böyle durumlarda. Zaman acıyı belki dindirecek ama sızısı hep bir yerlerde, derinde bir yerlerde kalacak.
SilEvin ferdi diyorum benim beslediğimiz canlılar için...Yokluğu anlaşılıyor,varlığı ise bizden farksız...Tüm canlılara,sen ve ailen gibi sevgi dolu yaklaşılmasını diliyorum...Tüm kalbimle...
YanıtlaSilDileğine tüm kalbimle ben de katılıyorum. Hepsinin sırtı pek, karnı tok olsun.
SilÇok üzgünüm... Hem size hem de ailenize sabır diliyorum. Şeker sizinle çok güzel zaman geçirmiştir ve mutlu olarak gitmiştir eminim. Gittiği yerde de arkadaşlarıyla mutluluğunu sürdürüyordur.
YanıtlaSilSağolun; ben de onun başka bir yerlerde, arkadaşlarıyla birlikte koşturduğuna inanıyorum.
SilDort tane dort pati annesi olarak aglamaktan zor tuttum kendimi hatta tutamadim..anlamayanlari bos verin..Allah sabir versin((
YanıtlaSilSağolun, geride kalanlarla avunmaya çalışıyoruz. Sizin tülümenlerinize uzun ömürler dilerim. Anlamayanlara eskiden çok takardım ama artık umursamıyorum bile.
SilÇok üzücü bir durum,size sabır dilerim. Zamanla alışılıyor fakat her hatırlayınca içimiz cız ediyor,gerçekten unutulmuyor. Sevgiler.
YanıtlaSilSağolun. Zamanla ve paylaştıkça hafifliyor sanki üzüntüler. Bugüne dek evimizi paylaştığımız, yitirdiğimiz hiçbir canı unutmadık ki zaten mümkün de olmuyor:(
SilOncelikle basin sagolsun. Inan yazinin basindan sonuna kadar aglayarak okudum. Bazi ailelerin nasil bu kadar cani insanliktan cikmis cocuk yetistirdiklerni anlayamiyorum. Cocuktur yaramazlik yapar dersen inanirim ama baska bir bebege zarar veren cocuk benim gozumde masum degildir. Bende cocuk oldum kedi veya kopek gordugumde tepkim tas atmak degil eve getirmrkti
YanıtlaSilAma ne guzel ki sen ve ailen gibi iyi yurekli iyi insanlar hala var ki seker gibi niceleri kurtulup mutlu bir hayat suruyor. Olumun tesellisi maalesef yok. Ne soylesem senin acini hafifletemem ama en azindan onu her dusundugunde seni hala guldurebiliyorsa demekki seker cook mutlu bir hayat yasamis ve zamani gelmis simdide dinoeniyor. Sana ve ailene sabir miskete ve diger kedilerine uzun omurler dilerim. Kaybetmek zordur cok yasadim. Onlari mutlu ettigimizi dusunmek tek teselli sanirim
Sevgilerimle
Aslında niyetim kimseyi ağlatmak ya da üzmek değildi bu yazıyı yazarken. Sadece hikayesini paylaşmak sanki O' nun için yapabileceğim son görevmiş gibi hissettim ve kelimelere sarıldım. Çocuklarla ilgili düşüncelerine katılıyorum. Ama şuna inanıyorum, bu sevgi doğuştan vardır insanın içinde ya da yoktur. Yetiştirilme tarzı bu sevgiyi ya perçinler ya da mevcut olan kırıntıları yok eder. Ben çok şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü tülümenler ile büyüdüm ve ailem her zaman bu konuda çok hassastı. Şeker' imizin şu an olduğu yerde mutlu olduğuna inanıyorum, inanmak istiyorum; çünkü başka bir teselli yolu bulamıyorum. Kalanlarımızın ömürleri upuzun olsun. Sevgiler...
Sil