Hileleri ile meşhur olmuş 30 Mart seçimimiz (ya da seçemememiz mi demeliydim) hakkında bir yazı yazmak istiyorum aslında. Ama şu an gerçekleşmekte olan tekrar sayımlar sonuçlanmadan yazmayacağım. Çünkü şimdi kullanacağım sözler, o sözleri hak edenlere hafif gelebilir:)
Pazar günü oyumuzun rengini belli etme görevini evde Badem' e, sandık başında ise Çarşı kaşkolu ile eşime verdik:)
Bugün günlerden 10marifet' miş benim için. Gerçekleştirdiğimiz ikinci çekimimiz de yayınlanmış. Cam çay tabağı üzerine dekupaj çalışması yapmıştık.
Merak edenler için
Bol çalkantılı gündemden ayrıbildiğim zamanlarda bol bol boya yapmaya devam ediyorum. Mümkün olsa da bir odamızı atölyeye çevirebilsem. Pek makbule geçerdi bana; çünkü artık malzemelerimi yerleştirecek yer bulamıyorum:S..İnsanın hobisi olması güzel birşey de tutku haline dönüşünce zor oluyormuş:)
"Melek" figürleri bu aralar pek revaçtaymış. Ben de birşeyler denedim. Hem boyadım hem lavantaladım:)
Bir makalede okumuştum. Yıllardır dolaplarımızda, sandıklarımızda kullandığımız naftalin aslında bizler için çok zararlıymış. Ben kokusunu çok severim:(.. Naftalin yerine lavanta kullanılmasını öneriyor uzmanlar. Aslında düşününce mantıklı da geliyor. Sonuçta naftalin kimyasal bir madde. İnsanoğlu ne garip, hep zararlı şeyleri seviyor.
Pencereli kavanoz sevdam tam gaz devam ediyor. Artık her desene pencere gözüyle bakıyorum. Boyaması biraz zahmetli oluyor diğerlerine göre ama eğleniyorum yahu; değmeyin keyfime:)
Hobi dünyasını kasıp kavuran 3d krema efektini uzun zamandır merak ediyor ve kurs araştırması yapıyordum. Kursa gitmeden öğrenmek mümkün değildi çünkü yapanlar kullandıkları malzeme hakkında ser verip sır vermiyorlardı. Bu ilgiyi değerlendiren üç firma ise malzeme üretimine geçmiş, tamamlamış ve piyasaya sürmüş. Kusur kalır mıyım; hemen aldım:) Henüz deneme şansım olmadı ama yapılanları görünce ortaya çok keyifli şeyler çıktığı aşikar. Yapar yapmaz paylaşacağım.
Şimdilik kaçıyorum ben.
Sevgiler...
Ayça'm Badem'in kaşkollu pozuna bayıldım, benim Bücürük'ün de Fener'li resmi vardı öyle:))zarzor giydirmiştim :) melekli kavanozlar harika, eline sağlık, naftalin evet çok zararlı rahmetli annem de sandıklara koyardı:( en iyisi dediğin gibi lavanta...Kadıköy, Bahariye'de yol kenarında satarlardı sen İstanbul'da ve Anadolu yakasındaysan aklında olsun ama hala oradalar mı bilemem....hayal gibi geliyor - İstanbul'dan ayrılalı yıllar oldu ama bir yandan da dün gibi...
YanıtlaSilsevgilerimle...
Size Müjde Abla diyebilir miyim?:) Badem seviyor böyle şeyleri, bazen fular falan da bağlıyorum. Erkek adama bağlanır mı ama, sevimli oluyor:P.. Ara ara yol kenarlarında görüyorum ben de. Avrupa yakasında oturuyorum; genelde Eminönü'nden alıyorum lavantayı. Ama birşey söylemem gerek o yol kenarlarında satanların sepetlerinde bir başka yoğun kokuyor bu lavanta eve gelince başka. İtirazım var benim:) Onda da mı bir katakulli var bilemedim:p.. İstanbul' a yine bekleriz, unutulması kolay bir şehir değil.
Sil:))) tabii ki diyebilirsin Ayça'm, hatta teyze bile diyebilirsin senin iki katı yaşım var:)nasıl hoşuna giderse ikisi de makbulüm:) aa bak onu bilmiyordum Bahariye'de çok görürdüm ve dediğin gibi harika kokarlardı, katakulli varsa çok kötü:( en iyisi bileceksin yerini gidip kendi ellerinle toplayacaksın ama arabası olanlar yapabilir..canım kızkardeşim yıllar sonra tekrar İstanbul'a yerleşti, kızının üniversitesi dolayısıyla ona uğradığım bir gün oradaki tüm blogcularla belki bir araya geliriz..kolay unutulmaz hakikaten gerçi Ankara'yı - herkes şaşırıyor- daha seviyorum:) bu arada az önceki yorumuma eklemek istediğim bir şey var..Badem'in gözleri! Maşalllah o nasıl mavi öyle oy oy oy maşallah 42 kere..:)
YanıtlaSilAnlaştık o zaman Müjde Abla:). İstanbul' a geldiğinizde öyle bir buluşma gerçekten de güzel olur; katılmayı çok isterim. Ankara'ya iki sefer gittim. Ama çok ısınamadım; belki daha fazla vakit geçirmek gerekiyordur; kim bilir:)
SilAyça Hanım, vallahi inanır mısınız, ben de seçimler konusunda çok yazmak istiyorum zor tutuyorum kendimi. Ne desem boş. Bu arada sağ olsun pekçok insan beni bağrına basmakla birlikte illaki bloglarda belil davranışları sergilememizi beklediklerinden beni bir türlü içlerine alamayanlar da oldu. Öyle siyasi filan düşünceden değil "Neden onların istediği gibi dikiş dikmiyorum!!??" diye. Yani istiyorlar ki ben sırf dikiş bloğu olayım (Sanki bilimsel makale sunuyoruz daa, branşlaşmak şartmış gibi) ve takıdır aksesuardır, yayını yapıyorum, dikiş fazla dikmiyorum diye bırakıp giden bile o kadar çok oldu ki. Blog dünyası bana ülkemin durumunu da anlattı, Türkiye de olanların minik bir penceresini buralarda bloglarımız da da görebiliyoruz. Gezi olaylarında da bir duruş sergiledim diye yine bırakan da oldu. Ki yani bırakın siyasi bir söylevde bulunmayı neden sırf dikiş dikmiyorum diye bile terkedildim düşünün. O nedenle ağır siyasi şeyler yazsak millet bırakıp gidecek. Ki bu da gerçekten hiç önemli değil. İnsanlar bloglarında istediklerini yazmalılar. Sizler gibi Müjde Hanım gibi insanlar anlasın yetiyor ne yapalım... Neyse çok uzattım kusura bakmayın. Yaptıklarınız harika ve o malzemeyi o kadar çok merak ettim ki. Pencereli Boyamalar süper, içinde ne olduğu görülsün değil mi;))? çok güzel fikir. Diğer cicileri de yayınlarsanız merakım diner, yoksa tahmin ettiğim şey mi acaba, Mozaik jel mi kullandınız... Neyse görünce dindiririm merakımı artık;) Lavanta keseleri ise süper olmuş, Badem'i öpüyorum buralardan. Sevgiler size de..
YanıtlaSilSizi çok iyi anlıyorum.Bence öyle insanlara hiç canınızı sıkmayın; hatta umursamayın bile. Blogumu yazmaya başladığımdan beri hep kendim gibiydim ve bundan sonra da böyle devam edecek. Kimsenin gönlünü hoş etmek için gelmedim blogger dünyasına. İster yaptığım çalışmalarımı paylaşırım, ister mutluluğumu-kederimi paylaşırım, istersem de memleket meseleleri hakkında fikrimi beyan ederim. Yazdıklarım herkesin hoşuna gitmek zorunda da değil ayrıca. Birileri gibi herşeye kulağımı tıkayıp devekuşu olamam ben. Seçim yazımı da sonuçlar kesinleştikten sonra yazacağım. Bu serzenişlerin devamı orada olacak. Giden gitsin, sizler buradaysanız ben de buradayım, birbirimizin halinden anlarız biz:) Yaptıklarımı beğenmenize sevindim. Bahsettiğim krema efekti pastaların üzerindeki krema gibi birşey; mozaik jel gibi değil. Krema sıkacağı kullanarak uyguluyorsunuz zaten:) Tabi uygulayınca sertleşiyor ve yıkanmaya da dayanıklı. Üzerini süslemek için birkaç minik şey alacağım. Yapar yapmaz burada paylaşırım zaten:)
SilKavanozlara da, lavanta keselerine de bayıldım ama en çok Badem'e. Harika işler çıkarıyorsun gerçekten.Takdir ediyorum ve imreniyorum becerilerini gördükçe. Haklısın, insanoğlu zararlı şeyleri seviyor, ama şöyle de bir gerçek var ki; zararlı şeyler çok güzel, yararlı şeyler eh işte :)
YanıtlaSilBadem ile birlikte teşekkür ederiz:)..Kendimce birşeyler yapmaya çalışıyorum, beğenilmesi beni mutlu ediyor. Ahh o "eh işte" ler ahh:)
SilMerhabalar Ayça'cım her zaman ki gibi harikalar yaratmışsın :) O lavanta keseleri ile ilgili bir mail atacağım sana bu arada ne zamandır aklımda,istiyorumm çok istiyorum hem de :)
YanıtlaSilKediye bayıldım pek tatlı olmuş,cuk cuk ta oturmuş açıkçası :)
3d kremada neymiş bu arada,bir bakınayım internetten,merakla bekliyorum bunu :)
Bu arada Kurabiye Cafem sitemde bir çekiliş yapıyorum,katılmak istersen eğer http://kurabiyecafem.com/2014/04/04/blog-sahipleri-dikkat-dikkat/ kocaman öpücükler...
Teşekkür ederim sevgili Aylin:) 3d krema efekti süper birşey. Görünce inanıyorum ki çok hoşuna gidecek. Bu haftasonu tamamlayabilirsem paylaşacağım fotograflarını. Çekiliş haberini facebookta da gördüm canım katılacağım tabiki:) Harika işler çıkarıyorsun sen de. Sevgiler...
Silmerhaba
YanıtlaSilürünleriniz çok güzel.bir sorun olacak kavanozda kullanmış olduğunuz melek desenine nasıl ulaşabilirim internet te ne yazık ki bulamadım gezmediğim yer kalmadı neredeyse.
Merhaba,
SilTeşekkür ederim. Facebook üzerinden de mesaj göndermişsiniz sanırım, oradan size görsel ile birlikte cevap verdim:)